Yapının Tarihçesi
Molla Çelebi ya da günümüzde halk arasında bilinen ismiyle Fındıklı Camii; Beyoğlu İlçesi, Fındıklı’da, Ömer Avni Mahallesin de, Meclisi Mebusan Caddesi’nin batı (deniz) tarafında yer almaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün arşivinde eserin vakfiyesiyle hakkında bilgi veren tezkirelerdeki kayıtlarda 1584 tarihli cami ve hamam Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir.
Molla Çelebi Caminin banisi kadı Molla Çelebi olarak tanınan İstanbul Kadısı Vusuli mahlaslı Mehmed Efendi’dir. Cami günümüzde mevcut olmayan, hamamı ve sıbyan mektebi ile küçük bir külliye oluşturmaktaydı. Ancak mektep zaman içinde yok olmuş, hamam 1957 senesinde yol genişletilmesi sırasında yıkılmış olup avlusu da yola dahil edilmiştir.
Molla Çelebi Camisi, Osmanlı mimarlığının klasik dönem cami tipolojisinde büyük bir önem taşıyan altı ayaklı plan şemasına sahiptir.
Osmanlı mimarisinde ilk olarak, merkezi planlı camiler çığırını açan Edirne’deki Üç Şerefeli Camii’nde (1437) uygulanan bu şema 16. yüzyılın ortalarından itibaren Sinan tarafından ele alınarak geliştirilmiş ve çeşitli varyantları ile başarılı örnekler ortaya konmuştur. Bu plan tipolojisinde , mihrap duvarına paralel gelişen yayvan planın yeğlendiği bilinir; altı ayaklı şema da merkezi bir öğe olan kubbenin yayvan bir plana oturmasına da olanak tanır. Kesme küfeki taşından, yatık dikdörtgen prizma gövde ve üstünde piramidal düzende kubbeli örtü sistemiyle meydana gelmiştir. Yarım kubbe örtülü mihrap bölümü kıble cephesinde çıkıntılıdır.
Ana kitlenin dış ölçüleri 18.90 x 16.40 metre, mihrap çıkıntısının eni 8.80, derinliği 4.60 metredir. 11.80 metre çapındaki orta kubbenin tabanını oluşturan altıgenin köşeleri kuzeyde bağımsız, doğu ve batı yönünde duvara gömülü sekizgen kesitli ayaklara ; güneyde mihrap çıkıntısının uçlarına oturur. Üst yapı orta kubbe ile onu çevreleyen beş yarım kubbeden meydana gelir. Dört yarım kubbe ikişerden sağda ve solda, beşinci yarım kubbe mihrap çıkıntısının üstünde yer alır. Camide mihrap çıkıntısını örten yarım kubbe öteki dört yarım kubbeye kıyasla daha derindir ve mukarnaslarla geçiş sağlanır.
Ana kubbenin eteğinde on yuvarlak kemerli pencere bulunmaktadır. Ayrıca yarım kubbelerde de birer yuvarlak kemerli pencere vardır. Mihrap çıkıntısının olduğu bölümü örten yarım kubbede ise yine yuvarlak kemerli üç pencere bulunur.
Alçı mihrap çok sade olup, mukarnaslı bir yaşmağa sahiptir. İki yanında ise altlı üstlü pencerelerden başka dikdörtgen çerçeveli, mermer söveli niş mevcuttur.
Cepheler ikişerli düzende, çevreleri silmeli, iki sıra pencereyle hareketlenir. Yukarıdakiler sivri kemerli, aşağıdakiler dikdörtgendir.
Son cemaat yeri, cami gövdesine göre daha geniş olup, sekizgen kaideler üzerine oturan, baklava başlıklı altı mermer sütunun taşıdığı beş kubbeyle örtülmüş ve sivri kemerlerle birbirine bağlanmıştır.
Giriş kapısı, duvarla hem yüzey, beyaz mermerden dikdörtgen çerçeve içinde basık kemerli kapı geçişi, kabartma köşelikler ve silmelerle işlemeli dikdörtgen kitabe boşluğuyla meydana gelir.
Yapının kuzeybatı köşesinde bulunan kare kaideli, silindir gövdeli minare büyük depremlerden sonra kısmen ya da tamamen değişmiş ve geç dönemlerde yenilenmiştir.
Fındıklı Camii, çeşitli zamanlarda depremlerden ve yangınlardan hasar görmüş, birçok onarım geçirmiş, yine de günümüze çok az bir değişiklikle gelebilmiş. Caminin 1723 ve 1724’te çıkan yangınlarda harap olduğu, daha sonra Tuğracı Ömer Ağa tarafından ibadet bölümünün aslına uygun biçimde onarıldığı ancak son cemaat yerinin ahşap sütunlu bir sundurmaya dönüştürüldüğü bilinmekte. Bir tamirat da 1958 yılında yapılmış. Bu tamiratta, altı mermer sütun ve sivri kemerlerin üzerinde beş kubbenin örttüğü son cemaat yeri yeniden inşa edilmiş. Revak kubbelerinden giriş ekseninde yer alanı, bir kasnak üzerine alınarak, diğer kubbelerden daha yüksek yapılmış… Harimden biraz daha geniş tutularak doğu ve batı uçlarında birer duvar parçası ile donatılan son cemaat yeri, ne yazık ki günümüzde yaya geçiş yerine dönüşmüş durumdadır. Caddenin genişletilmesi ve asfaltın sürekli yükseltilmesi sonucunda, kaldırımla aynı seviyede birleşmiş bu nedenle işlevini yerine getiremez duruma gelmiş…