TAKSİM YAPI Mimarlık İnşaat Restorasyon Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Yapım Tarihi

İbadete açık olan bir mabed olarak bu tarihi eser, Manastır’da en büyük faal camilerden biridir. Merkezi camilerden biri olan bu cami, “ulu cami” tipindedir ve “Cuma Camii” sınıfına dahildir.

Ana giriş kapısının üzerindeki bulunan kitabeye göre cami Hicri 912 veya Miladi 1506/7 yılında, zamanının Manastır kadısı Es seyyid İshak Çelebi İbn İsa tarafından inşa edilmiştir. Bu zat, ayrıca Selanik kadılığı görevinde de bulunmuştur. İnşa ediliş tarihi, mimari konsepsiyonu, seviyelerin merdiven biçiminde yükselişi, bölümler arasındaki uyum ve orantı, sanatsal ve estetik değerleri nazari dikkate alındığında, bu caminin Klasik Osmanlı devri mimarisinin ilk örneklerine ait bir eser olduğu ifade edilebilir.

Cami, külliye yapısıydı. Külliyede cami ile birlikte mektep, medrese, zaviye ve kütüphane bulunmaktaydı. Günümüzde, sadece cami ayaktadır.

Cami taştan, tek kubbeli  harimi, fonksiyonel bir yapıya sahip olup şu bölümlerden ibarettir: harim, son cemaat yeri, minare ve ek mekanlar.

Harim kare şeklinde olup 14.54 m x 14.60 m ebatlarındadır ve 25 m yüksek bir kubbeyle örtülüdür. Kare esasından tamburun yuvarlak kasnağına geçiş kısmında tromplar kullanılmıştır. Tromplar, belirgin petekler ve mukarnaslarla süslenmiştir. Manastır’da sadece bu camide, tambur hizasında, demir korkuluklarla muhafaza edilmiş “donanma” mevcuttur.

İç (ibadet) mekanın kuzeybatı cephesindeki duvarının eninde (zemin ve mahvil istikametinde) tamamen ahşap mahvil bulunmaktadır. İbadet yerinin kuzey-batı köşesinde yerleştirilen ahşap merdiven aracılığıyla, çardakla vertikal iletişim sağlanmaktadır.

Caminin harim bölümünün kuzey-batı cephesinin ön tarafında bulunan son cemaat yeri (iç cephesinin ebatları 10.53 m x 27.33 m), esas olarak üç kısımdan ibarettir: merkezi ve iki yan divan. Merkezi kısımdan doğrudan doğruya harim bölümüne geçilir ve yan taraflardaki kısımlardan daha yüksek bir seviyededir. Son cemaat yeri, üç yuvarlak sütun tarafından taşınmaktadır ve bu sütunlar, birbirine çapraz tonozlarla bağlanmış kare şeklindeki taş sütun tabanları oturtulmuştur.

Son cemaat yerinin bugünkü şekli, 19. yüzyılında yapılan ek inşaat çalışmalarının neticesinde ortaya çıkmıştır. Bu çalışmalar sırasında, enine ve boyuna genişletilerek iki misline çıkarılmış ve kapalı son cemaat yeri haline getirilmiştir.

Savaş sırasında top mermisinden hasara uğramış olan son cemaat yeri, 1947 ile 1956 yılları arasında tamir edilerek, giriş tarafındaki duvar bir kat seviyesine çıkarılmıştır. Genişletilen son cemaat yeri on bölüm bölünmüş olup, bunlardan ortada bulunan üç traev, dışardan da görülebilen üç küçük kubbeyle örtülmüştür ki, bunlar son cemaat yerinin inşa edilen ilk şekline aittir. Daha sonra, 20. yuzyılın ortasında yapılan ek bölümler ise, üç “kör kubbeyle” örtülmüştür. Daha sonra yapılan inşaat çalışmalarında yapılan ön sıradaki yan bölümlerin tavanları meyillidir. 19. yuzyılın sonlarında yapılan eklemelere, ahşap mahfiller ve galeriler de dahildir.